Yaşam dediğimiz şey, yaşamak istediklerimiz, yaşayamadıklarımız ve yaşadıklarımızın karışımıdır.
Buna genel anlamda hayatımız diyoruz.
***
Yaşamımızda, sevdiklerimizle, yakınlarımızla ve toplumun yaşam durumu ile mutlu oluyoruz veya mutsuz oluyoruz.
En çokta siyasilerin yarattıkları gerginliğin ve çatışmacı dilin etkisi ile duyduğumuz huzursuzluk bizleri yormaktadır.
***
Bu konuda bayramlar, birbirimize daha hoşgörü ile bakmayı başarabildiğimiz günlerdir.
Bayramlar birbirimizin kusurlarını hoş görü ile geçiştirmeyi becerebildiğimiz günlerdir.
Bayramlar toplumsal barışa katkı yapacak ortamların hazır olduğu günlerdir.
Keşke bunları, bayramların dışında yapmayı da başarabilseydik.
***
Bayramlar, küçüklerin sevilmesi, büyüklerin sayılması gerektiğinin hatırlandığı günlerdir.
Herkesin olduğu gibi kabul edildiği günlerdir.
Bunu bayramların dışında da yaşama geçirme mücadelesi verilmelidir.
***
Demokrasinin ana fikri de, aynı şeylere inanmayanların ve aynı şeyleri düşünmeyenlerin hırlaşmadan kavga etmeden bir arada yaşamak değil mi?
***
Korona yüzünden iki bayramdır rahatça bir araya gelemeden bayramlaşıyoruz.
***
Aslında bayramların tadı sadece korona yüzünden kaçmadı.
Kadın cinayetleri ve kadına sahip çıkmadaki yaygın düşünce, “Onlarda biraz dikkatli giyinsinler, biraz dikkatli konuşsunlar, aslan oğlum benim, sana kız mı yok” gibi benzeri laflarla, toplum olarak kadın haklarını görmezden gelmeye başlamamızdır.
***
Büyüklere ve sevdiklerimize ziyaretlerimizin çok önemli olduğunu topluma yansıttığımız günleri tüm yıla yayabilmeliyiz.
***
Birbirimize Korona bulaştırmadan geçireceğimiz bir bayram yaşamak istiyoruz.
Bu dikkatle hareket edeceğimize inandığımız bayramınızı kutluyorum.